Ne Nedir? arşivleri - BilgiBizde.Net https://www.bilgibizde.net/category/ne-nedir Bütün insanlar doğaları gereği bilmek isterler. Sun, 06 Feb 2022 19:25:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.3 Metaverse nedir? Metaverse nasıl kullanılır? https://www.bilgibizde.net/teknoloji/yazilim/metaverse-nedir-metaverse-nasil-kullanilir.html https://www.bilgibizde.net/teknoloji/yazilim/metaverse-nedir-metaverse-nasil-kullanilir.html#respond Sat, 20 Nov 2021 14:10:22 +0000 https://www.bilgibizde.net/?p=2550

İlk kez bilimkurguda kullanılan bir terim olan Metaverse, ötesinde anlamına gelen “meta” ve “evren” ön ekinin birleşimidir. Arazi, binalar, avatarlar ve hatta isimlerin alınıp satılabildiği, genellikle kripto para birimi kullanılarak paylaşılan sanal dünyaları ifade eder. Bu ortamlarda insanlar arkadaşlarıyla dolaşabilir, binaları ziyaret edebilir, mal ve hizmet satın alabilir ve etkinliklere katılabilir.

Metaverse nedir? Metaverse nasıl kullanılır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

İlk kez bilimkurguda kullanılan bir terim olan Metaverse, ötesinde anlamına gelen “meta” ve “evren” ön ekinin birleşimidir. Arazi, binalar, avatarlar ve hatta isimlerin alınıp satılabildiği, genellikle kripto para birimi kullanılarak paylaşılan sanal dünyaları ifade eder. Bu ortamlarda insanlar arkadaşlarıyla dolaşabilir, binaları ziyaret edebilir, mal ve hizmet satın alabilir ve etkinliklere katılabilir.

Karantina önlemleri ve evden çalışma politikaları, hem iş hem de eğlence için daha fazla insanı çevrimiçi hale getirdiğinden, konsept pandemi sırasında popülerlik kazandı.

Terim, işyeri araçlarından oyunlara ve topluluk platformlarına kadar çok çeşitli sanal gerçeklikleri kapsar.

Yeni platformların çoğu, yeni bir tür merkezi olmayan dijital varlığın oluşturulmasına, sahiplenilmesine ve paraya çevrilmesine izin veren, kripto para birimi ve değiştirilemez belirteçler ( Nft’ler) kullanan blok zinciri teknolojisi tarafından desteklenmektedir.

 

Çalışanlara uzak bir adreste, şirketin topluluklar, yaratıcılar, ticaret ve sanal gerçeklik ürünlerine odaklanan bölümlerinin bu vizyonu gerçekleştirmek için giderek daha fazla çalışacağını söyledi. Zuckerberg, “Bence en ilginç şey, bu temaların nasıl daha büyük bir fikirde bir araya geleceğidir” dedi. “Tüm bu girişimlerdeki en önemli hedefimiz, meta veriyi hayata geçirmeye yardımcı olmaktır.”

 

Bir blockchain bilgisayarların bir ağ üzerinden paylaşılan bir veri tabanıdır.

Zincire bir kayıt eklendikten sonra değiştirilmesi çok zordur. Veritabanının tüm kopyalarının aynı olduğundan emin olmak için ağ sürekli kontroller yapar.

Blockchain, bitcoin gibi siber para birimlerini desteklemek için kullanıldı, ancak başka birçok olası kullanım da ortaya çıkıyor.

 

Meta veri deposu, genel olarak iki farklı platform türüne ayrılabilir.

İlki, NFT’leri ve kripto para birimlerini kullanarak blok zinciri tabanlı bir meta veri deposu oluşturmaya odaklanıyor. Decentraland ve The Sandbox gibi platformlar, insanların sanal arazi parselleri satın almalarına ve kendi ortamlarını oluşturmalarına olanak tanır.

İkinci grup, daha genel olarak, insanların iş veya eğlence için bir araya gelebileceği sanal dünyalara atıfta bulunmak için meta veriyi kullanır. Facebook Inc , Temmuz ayında meta veri tabanı üzerinde çalışacak bir ürün ekibi oluşturduğunu duyurdu.

Kullanıcıların oyunlarda rekabet edebilecekleri, işbirliği yapabilecekleri ve kendi oyunlarını oluşturabilecekleri oyun platformları Roblox, Fortnite ve Minecraft bu kategoriye giriyor.

Neal Stephenson’ın 1992 tarihli bilimkurgu romanı Snow Crash’te geçen bu terim, paylaşılan bir çevrimiçi alanda fiziksel, artırılmış ve sanal gerçekliğin yakınsamasına atıfta bulunur. Bu ayın başlarında The New York Times , Epic Games’in Fortnite , Roblox ve hatta Animal Crossing: New Horizons gibi şirketlerin ve ürünlerin giderek daha fazla metaverse benzeri öğelere sahip olduğunu araştırdı . (Epic Games CEO’su Tim Sweeney, aylardır bir metaverse katkıda bulunma arzusunu tartışıyor.)

 

Birçok metaverse platformu, insanların katılması için ücretsiz hesaplar sağlarken, blockchain tabanlı platformlarda sanal varlık satın alan veya ticaret yapan kişilerin kripto para birimleri kullanması gerekir.

Birkaç blok zinciri tabanlı platform, sanal varlıkları satın almak ve takas etmek için Decentraland için MANA ve Sandbox için SAND gibi Ethereum tabanlı kripto belirteçleri gerektirir.

Decentraland’da kullanıcılar NFT sanat eserlerini takas edebilir veya sanal bir sergi veya konsere giriş ücreti alabilirler. Ayrıca, fiyatları son birkaç yılda yükselen arazi ticareti yaparak da para kazanabilirler.

Roblox’ta kullanıcılar, oluşturdukları oyunlara erişim için diğer kullanıcılardan ücret alarak para kazanabilirler.

 

Gerçek hayatı tamamen kopyalayan gerçek bir metaverse’nin ne ölçüde mümkün olduğu veya geliştirilmesinin ne kadar süreceği belirsizdir.

Blockchain tabanlı meta veri tabanındaki birçok platform, kullanıcıların uzayda tam olarak etkileşime girmesini sağlayacak Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojisini hala geliştiriyor.

Facebook Inc (FB.O) , Alphabet Inc’e ait (GOOGL.O) Google ve Microsoft Corp (MSFT.O) bulut bilişime yatırım yapıyor ve büyüme beklentisiyle VR şirketlerine yatırım yapıyor.

Metaverse nedir? Metaverse nasıl kullanılır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/teknoloji/yazilim/metaverse-nedir-metaverse-nasil-kullanilir.html/feed 0
Dünyada Kullanılan Priz Tipleri Nelerdir? https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/dunyada-kullanilan-priz-tipleri-nelerdir.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/dunyada-kullanilan-priz-tipleri-nelerdir.html#respond Sat, 06 Feb 2021 19:20:41 +0000 https://www.bilgibizde.net/?p=2612

Genç-yaşlı, kadın-erkek, çalışan ya da öğrenci olsun seyahatteyken herkesin muhtemelen ortak ihtiyacı olan şeylerin başında iletişim geliyor. O yüzden de iletişimi kurduğunuz telefonunuzu da şarj edebilmeniz aynı derecede önemli.

Dünyada Kullanılan Priz Tipleri Nelerdir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Genç-yaşlı, kadın-erkek, çalışan ya da öğrenci olsun seyahatteyken herkesin muhtemelen ortak ihtiyacı olan şeylerin başında iletişim geliyor. O yüzden de iletişimi kurduğunuz telefonunuzu da şarj edebilmeniz aynı derecede önemli.

Aileniz Habersiz Kalmasın

Tatile, eğitime ya da iş amaçlı bir geziye çıktınız. Yolculuk süresi boyunca ise telefonunuzun şarjı bitti. Otelinize vardığınızda odanıza çıktınız ve telefonunuzu şarj etmek istediniz ama o da ne?

Alışık olmadığınız, hatta belki de hayatınızda ilk defa gördüğünüz bir priz girişi.  Telefonunuzu takamadığınız için sizden haber bekleyenleri arayamıyorsunuz, onlar da size ulaşamıyor. Böyle birşey olsun istemezsiniz değil mi?

En Normal Şey Kabusa Dönmesin

Sizin şok olabileceğiniz bu durum aslında bulunduğunuz yerin en normal şeylerinden birisi. Şöyle düşünmek gerekirse siz hiç Türkiye’de priz girişleri neden 2 yuvalı diye düşündünüz ve bu size garip geldi mi? Muhtemelen hayır.

Dolayısıyla gittiğiniz ülkede de insanlar kendi ülkelerinde niçin hangi tip priz kullandıklarını sorgulamıyorlar. O halde gittiğiniz yerde kullanılan priz ve ilmek tabii ki sizi böyle bir durumdan kurtaracaktır. Aksi halde bulunduğunuz yere uyumlu bir şarj aleti bulana kadar telefonunuzu açmanız mümkün olmayacak.

İşte Dünyadaki Priz Tipleri

Dünyada hala kullanımda olan 15 Farklı türde elektrik prizi türü bulunuyor. İngiltere dışında kalan Avrupa ülkelerinde genel olarak bizdeki ile aynı ya da aynı olmasa da uyumlu türden prizler kullanılırken, Amerika, İngiltere ve Çin’e seyahat edecek olanlar için işler değişiyor.

Dünyada Kullanılan Priz Tipleri Nelerdir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/dunyada-kullanilan-priz-tipleri-nelerdir.html/feed 0
Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Ne Demektir? https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/alisveris-bagimliligi-onyomani-ne-demektir.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/alisveris-bagimliligi-onyomani-ne-demektir.html#respond Thu, 04 Jun 2020 12:06:22 +0000 http://www.bilgibizde.net/?p=2424

Onyomani; alışveriş bağımlılığı veya takıntılı alışveriş davranışı şeklinde tanımlanabilir. Çoğu zaman gereksinim dışı ve kontrolsüz olarak para harcama, aşırı bir şekilde alışveriş yapma arzusu ile birlikte yoğun zihinsel meşguliyet biçiminde gözlemlenir. Onyomani belirtileri taşıyan bir kişi; kızgın, üzgün veya kaygılı hissettiği zamanlarda alışveriş yapma gereksinimi ve arzusu içinde olur. Alışveriş esnasında zevk, keyif ve coşku; […]

Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Ne Demektir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Onyomani; alışveriş bağımlılığı veya takıntılı alışveriş davranışı şeklinde tanımlanabilir. Çoğu zaman gereksinim dışı ve kontrolsüz olarak para harcama, aşırı bir şekilde alışveriş yapma arzusu ile birlikte yoğun zihinsel meşguliyet biçiminde gözlemlenir. Onyomani belirtileri taşıyan bir kişi; kızgın, üzgün veya kaygılı hissettiği zamanlarda alışveriş yapma gereksinimi ve arzusu içinde olur. Alışveriş esnasında zevk, keyif ve coşku; alışveriş bitiminde ise geçici bir rahatlık ve doyum hissederken; uzun vadede utanç, suçluluk ve sıkıntı hisleri belirgin bir hal alır. Bir süre sonra da yapılan alışverişin ve harcanan paranın başlı başına bireyin hayatı için problem yaratmaya başlamasıyla durum patolojik bir konu haline gelir. Birey, hayatındaki insanlarla harcamalar konusunda çatışmalar ve tartışmalar yaşamaya başlar. Alınanların miktarı ve alışverişin tutarı konusunda yakınlarına yalanlar söylemeye başlar; kredi kartları olmadan da kendini eksik ve yarım hisseder.

Alışveriş bağımlılığı zaman içinde maddi ve mesleki sorunlara da sebep olur. Bu durumun da çoğunlukla kaygı bozuklukları veya bastırılmış öfke, depresyon ve saldırganlık duygularıyla paralel bir şekilde ortaya çıktığı gözlemlenir. Bu yüzden alışveriş bağımlılığı, psikodinamik ve teorik olarak diğer bağımlılıklarla birlikte birtakım paralellikler taşır. Yani alkol ve uyuşturucu madde bağımlılıklarından veya yeme bozukluklarından çok farklı bir durum değildir.

Alışveriş Bağımlılığının Sebepleri Nelerdir?

Genel olarak bakıldığında bütün bağımlılıkların ortak bir sebebi vardır. Bağımlı olunan alışkanlıklar veya objeler, kişinin duygusal bağımlılığını dolduracağı liman ya da yüzleşmekten korktuğu bir durumdan kaçış olarak görülebilir. Kişi alışveriş esnasında ne kadar mutlu görünse de alışveriş sonrasında aşırı kızgınlık ve suçluluk duyguları içinde olur.

Depresyon Alışveriş Bağımlılığına Yol Açar mı?

Duyguların zayıf olduğu dönemleri bir fırsat olarak kabul eden alışveriş bağımlılığı, kişide kontrol kaybı yaratarak alışveriş yapma isteğine neden olur. Kişi kendini mutsuz hissettiği durumlarda depresyonla baş edebilmek adına alışveriş yapmak ister. Çünkü sigara ve alkolde olduğu gibi bu durumda da beyindeki ödül alma mekanizması devreye girer ve birey kendine sahte mutluluklar meydana getirir. Zaten bu konuda yapılan çalışmalar da depresyon ve kompulsif satın alma duygusu arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır.

Sosyal Medya Alışveriş Bağımlılığını Tetikliyor mu?

Alışveriş bağımlılığın meydana gelmesinde pek çok farklı sebep söz konusudur. Bu sebepler; ruhsal, sosyal ve biyolojik olarak toplamda üç gruba ayrılabilir. Ruhsal durumlar, özellikle depresyona yatkın bireylerde sıklıkla görülür. Biyolojik durumlar da beyinde ödül sistemini devreye sokar ve alışverişi cazip bir hale getirir. Sosyal durumlarda ise kişinin kendini iyi bir konumda olarak göstermek istemesi alışveriş bağımlılığını tetikler. Sosyal medya da bu bağımlılığı ciddi bir şekilde besler. Zira sosyal medyada gösterilen mükemmel hayatlar ve kusursuz bedenler gerçek hayatta gizli bir rekabet ortaya çıkarıyor. Bu rekabetten sıyrılabilmek adına da kişi çözümü alışverişte buluyor.

Alışveriş Bağımlılığının Belirtileri Nelerdir?

Alışveriş bağımlılığı, kişilerde kısa sürede anlaşılan bir durum değildir. Genel olarak hastalığın teşhisi 6 ila 12 yılı bulmaktadır. Bu sebeple belirtiler ve bulgular olabildiğince dikkate alınmalıdır. Onyomani yani alışveriş bağımlılığı olan bireyler kendini iyi hissetmediği durumlarda para harcama isteği duyarlar. Özellikle de hayatındaki problemleri ortadan kaldırmanın oldukça zor olduğu dönemlerde aşırı para harcamak isterler. Kişilerde alışveriş yapınca sakinleşme, rahatlama, kendini güçlü ve mutlu hissetme durumları gözlemlenir. Kişilerin alışveriş sırasında kendisinin aşırı bir şekilde alışveriş yaptığının farkına varması ancak kendini durduramaması durumu yaşanılmaktadır. Alışveriş bağımlısı olan kişilerde görülen diğer belirtiler ise şu şekildedir:

  • Kişilerin alışveriş esnasında harcamış oldukları para miktarının son iki yılda artış göstermesi,
  • Harcamaların kişinin ailesinde ya da eşinde hayal kırıklığına sebep olması,
  • Başkalarının kişinin aşırı miktarda para harcamasını bir problem olarak görmesi ya da alışveriş esnasında harcanılan bu paranın kontrolsüz bir şekilde harcandığını kişiye söylemesi,
  • Kişinin planladığından daha çok satın alma gerçekleştirmesi,
  • Harcama yapmaya başladıktan sonra bireyin kendini durdurmakta güçlük çekmesi gibi belirtiler alışveriş bağımlısı olan kişilerde sıklıkla görülen belirtiler arasındadır.

Alışveriş Bağımlılığı Tedavisi

Alışveriş bağımlılığında ilaç ve psikoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Psikoterapi tedavisinde, alışveriş bağımlığına sebep olan öz güven sorununu çözmek amaçlanmaktadır. İlaç tedavisinde ise bir takım ilaçlar süreli ve düzenli olarak kullanılmaktadır. Kişiye verilen bu ilaçlar da kişinin zihinsel meşguliyetlerini önemli derecede azaltır.

Alışveriş Bağımlısı Olmamak İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Alışveriş bağımlılığından kurtulmak ya da bu bağımlılığa hiç yakalanmamak adına yapılması gerekenler şunlardır:

  • İhtiyaç listesi yapmadan alışverişe asla çıkmayın ve liste dışında olan şeyleri kesinlikle almayın.
  • İndirimde diye gereksinim duymadığınız şeyleri almaya çalışmayın.
  • Birden fazla kredi kartı kullanmayın. Hatta bazı dönemlerde kredi kartıyla alışveriş yapmayın.
  • Mutluyken, üzgünken ya da sinirliyken alışverişe asla çıkmayın.
  • Yapacağınız alışverişlerde mutlaka kendinize ”Buna gereksinim duyuyor muyum, almasam da hayatımın geri kalanını iyi bir şekilde idame

Alışveriş Bağımlılığı (Onyomani) Ne Demektir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/alisveris-bagimliligi-onyomani-ne-demektir.html/feed 0
POS (Point Of Sale) Sistemi Nedir? https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/pos-point-of-sale-sistemi-nedir.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/pos-point-of-sale-sistemi-nedir.html#respond Sat, 25 Apr 2020 04:07:59 +0000 http://www.bilgibizde.net/?p=2384

Pos sistemi satın alınan ürün veya hizmetin ödemesinin kredi kartı veya banka kartı ile yapılmasını sağlayan tahsilat sisteminin adıdır ve kullanılan cihaza post cihazı denir.

POS (Point Of Sale) Sistemi Nedir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Pos sistemi satın alınan ürün veya hizmetin ödemesinin kredi kartı veya banka kartı ile yapılmasını sağlayan tahsilat sisteminin adıdır ve kullanılan cihaza post cihazı denir. POS kelimesi satış noktası kelimelerinin İngilizce karşılığı olan “Point of Sale” kelimelerinin baş harflerinden gelmektedir. Bu sistemin işleyişini kısaca şu üç maddede toplayabiliriz:

  • Satış noktası (POS) sistemi, işletmelerin satın alma işlemlerini tamamlamasına, satış verilerini kaydetmesine ve iş performansı raporlarını görüntülemesine olanak tanır.
  • Bazı POS sistemlerinde, müşteri, çalışan ve envanter yönetimi gibi ilave bazı özelliklere sahiptir.
  • İşletmelerin kullandığı, pazarlama ve muhasebe programları gibi diğer iş uygulamalarıyla kolayca entegre edilebilirler.

Kredi kartı veya banka kartı ile yapılacak bir satış işlemini tamamlamak için şirketin bir POS sistemine ihtiyacı vardır. Her biri kendi içinde farklı özelliklere ve işlevlere sahip çeşitli POS sistemleri vardır; örneğin, satış işlemleri yapmak için basit bir platform yeterli olabilirken, envanter yönetimi gibi çeşitli operasyonel özellikleri olan bir sistem de kullanılabilir. İşletmeler için en iyi POS sistemi şirketin büyüklüğüne, sektörüne, bütçesine ve ihtiyacı olan özelliklere göre değişebilmektedir. Bu yazımızda, bir POS sisteminin ne olduğu, işlevi ve kullanırken nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca pos sistemi seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgi bilgilendirici açıklamalar mevcuttur.

POS Sistemi Nedir?

POS sistemi iki öğeden oluşur: bunlar POS yazılımı ve POS donanımıdır. POS yazılımı, satın alma işlemlerini tamamlayan dijital bir teknoloji platformudur. Yazılım bulut tabanlı veya yerel sunucu tabanlı olabilir; bununla birlikte, bulut tabanlı yazılımlar, kullanılabilirliği, uygunluğu, güvenliği ve rahatlığı nedeniyle küçük işletme sahipleri arasında daha popülerdirler. Bulut tabanlı yazılım, internet bağlantısı olduğu sürece satış verilerine herhangi bir cihazdan erişilmesini sağlar ve bu, tesis dışındaki cihazları da içerir. Yerel sunucu tabanlı yazılımlar daha fazla kararlılık sunsa da, daha pahalıdır ve genellikle daha kapsamlı işletmelere yöneliktir. Pos sistemi türlerini başlıklar olarak şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Restoranlarda kullanılan POS sistemleri
  • Perakendede kullanılan Pos sistemleri
  • Bar işletmeciliğinde kullanılan POS sistemleri
  • Salon ve SPA POS sistemleri
  • Küçük işletmelerde kullanılan POS sistemleri
  • Mobil POS Sistemleri

POS donanımı, satış işlemini gerçekleştirmek için bazı fiziksel bileşenleri bir araya getiren bir sistemdir. Bu bileşenler tablet, tablet standı, nakit çekmecesi, makbuz yazıcısı ve bir kart okuyucu veya kredi kartı terminali şeklindedir. Ayrıca bu sistem sektöre ve bütçeye bağlı olarak, barkod tarayıcılar, müşteri ekranları, arayan kimliği cihazları, kiosklar, bozuk para dağıtıcıları, mutfak yazıcıları, mutfak ekran sistemleri, dijital menü panoları, tartılar ve tablet kılıfları gibi ek POS donanımlarına da entegre edilebilir. Bunun yanında Mobil POS sistemleri, özellikle satış süreçlerinde esneklik sağladığı için küçük ve orta ölçekli işletmelerde yaygın olarak kullanılan bir tahsilat seçeneği haline gelmiştir.

POS Sistemi Nasıl Çalışır?

POS sisteminin temel işlevi kredi kart veya banka kartı yoluyla ödemesi yapılan bir satış işlemlerini tamamlamaktır. Ancak, bu işlemlerden elde edilen veriler diğer birçok işletme işlevi içinde kullanılabilir. Bir işletme bir müşterisi bir işlemi tamamlamak istediğinde, ödemelerini kart veya nakit şeklinde gerçekleştirmek için bir POS sistemi kullanır. Alışverişi bu sistemle ödemesini alarak gerçekleştirir ve verileri toplar. Bu veriler daha sonra envanter izleme, finansal raporlama ve gelecekteki iletişim ve referans için müşteri bilgilerini barındırma amacıyla sistem içinde saklanabilir.

İdeal bir POS sistemi sadece satışları kaydetmek yerine bazı ek özelliklere de sahip olmalıdır. Bazı POS sistemleri iş operasyonlarını otomatikleştirmek ve bilgi paylaşımını kolaylaştırmak için diğer programlarla entegre olurlar. Örneğin, bazı POS çözümleri muhasebe ve pazarlama platformlarıyla sorunsuz bir şekilde entegre olarak çalışabilir. Kaliteli POS sistemleri, işletme sahibinin, verilerin analiz edilmesine ve bilinçli iş kararları almasına yardımcı olmak için raporlama araçları da dâhil olmak üzere, operasyonların tüm yönlerini birden çok özellik ve işlevsellikle yönetmesine olanak tanır. Bu sistemle çeşitli iş görevleri otomatikleştirerek, işletme sahibinin veya çalışanların diğer alanlara daha fazla zaman ayırabilmesine de fırsat yaratılabilir.

POS Sisteminin Temel Özellikleri

POS sistemleri, şirketlerin satış sürecini daha iyi yönetmesine ve müşteri hizmetlerini geliştirmesine yardımcı olacak özelliklere sahiptir. Bu sistem sayesinde satış, envanteri, müşteri yönetimi, çalışanlara sağlanan faydalar ve saat takibi gibi birçok iş gerekliliklerinin çoğu bir yerde toplanır. Post cihazı seçerken aşağıdaki özellikleri göz önünde bulundurmak yapılacak olan seçimde en doğru seçimi yapmaya yardımcı olacaktır:

  • Satın alma yetenekleri: Çalışanlar, bir müşterinin satın aldığı öğeleri pos cihazına taratmak veya manuel giriş yapmak kaydı ile KDV’sini eklemek ve toplam satış miktarını hesaplamak için POS sistemini kullanabilir. Sistem daha sonra ödemeyi kabul eder ve bir makbuz oluşturur.
  • Satış verileri kaydı: POS sistemi, seçilen sisteme bağlı olarak müşteri satış verilerini bulutta veya yerinde yerel bir sunucuya kaydeder ve depolar.
  • Envanter izleme ve yönetimi: Sistemde müşteri siparişlerini çıkarmak için bir ürün kataloğu veya menü oluşturabilir. POS sistemleri envanteri takip eder ve ürün satıldıkça miktarları otomatik olarak günceller. Bazılarında düşük stok uyarıları ve satın alma siparişi vermeye dair özellikler bile bulunur.
  • Üçüncü taraf entegrasyonu: İşletmede işin takibi için muhasebe yazılımı, bordro ve e-posta pazarlaması gibi başka iş programları kullanıyorsa, üçüncü taraf uygulamalarıyla sorunsuz bir şekilde entegre olan bir POS sistemi kullanılabilir. Bu, çeşitli uygulamaların bilgileri otomatik olarak paylaşmasına izin vererek raporları, müşteri listelerini ve diğer verileri manüel olarak indirme ve yükleme ihtiyacını ortadan kaldırır.
  • Raporlama: POS sistemi, iş performansını ölçmeye ve satışlar, ürünler, müşteriler ve çalışanlar açısından bu verileri analiz etmeye yardımcı olan çeşitli raporlar oluşturabilir.
  • Bağlılık programları ve müşteri yönetimi: Çoğu POS sisteminde, müşteri bilgilerini kaydetmeye ve pazarlama amacıyla kullanabilecek müşteri profilleri oluşturmaya olanak tanıyan temel müşteri yönetimi araçları bulunur. Müşteri sadakati programları genellikle bir eklenti özelliği (ekstra ücrete tabidir) veya bir entegrasyon olarak mevcuttur.
  • Çalışan yönetimi: POS sistemi, gerektiğinde çalışan erişimini kısıtlamaya ve çalışan satışlarını kaydetmeye izin verebilecek özelliklere sahip olmalıdır. Bazıları ise zaman izleme ve zamanlama özelliklerini içerir, ancak bu özellikler genellikle eklentiler veya entegrasyonlar şeklinde temin edilebilir.

Bir POS sisteminde her özellik işletme veya endüstri için geçerli olmasa da, en azından satın alma yeteneklerine ve satış kaydına tüm işletmeler ihtiyaç duyar. Bunun yanında çoğu işletme pos sisteminin envanter izleme ve entegrasyon özelliklerinden de faydalanmaktadır. POS sistemleri envanter kontrolü ve muhasebe yazılımlarıyla ara yüz ile kullanılarak toplam geliri, indirimleri, iadeleri, malların maliyetini, satış vergilerini raporlayabilir.

Kaliteli bir POS sistemi işletmeler için değerli veri ve raporlama araçlarına erişim sağlayarak hedeflerle ilgili eğilimler ve genel iş performansı hakkında bilgi sahibi olunmasına yardımcı olur. Modüller stok kontrolü, satış, müşteri ilişkileri yönetimi, rezervasyonlar, hesaplar ve personel yönetimini içerir. Bu tür güvenilir bir sistem uygulandığında, iyi performans gösteren alanları tespit edilir ve daha fazla ilgilenilmesi gereken alanları geliştirilebilir. Bu süreci takip ederek iş daha verimli hale getirilebilir. Bunun yanında çalışan ve müşteri yönetimi yetenekleri her zaman gerekli özellikler olmamasına rağmen, marka sadakati oluşturulmasında müşterilerle bağlantı kurulmasında ve çalışanların yönetilmesi için son derece yararlı olabilir.

Pos sistemi, işletmelerin müşterileriyle ileri düzeyde bağlantı kurmasına olanak tanıyan bir tahsilat sistemidir. Ödül programları, markalı sadakat kartları ve promosyonlar gibi entegre uygulamalar yoluyla, müşterileri ilişkilerinin geliştirilmesi için daha fazla alan oluştururken, diğer işletme programlarına entegre edilebilmesi ise işi yürütürken kolaylıklar sağlamaktadır.

Kaynakça:
bworldonline.com
1businessworld.com

POS (Point Of Sale) Sistemi Nedir? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/pos-point-of-sale-sistemi-nedir.html/feed 0
Arama Motorları Nasıl Çalışır? https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/arama-motorlari-nasil-calisir.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/arama-motorlari-nasil-calisir.html#respond Sat, 16 Mar 2019 06:35:46 +0000 http://www.bilgibizde.net/?p=2307

Arama motorları internetin sonsuzluğu içinde kaybolmadan ulaşmak istediğimiz bilgiye hızlı ve kolay ulaşmamızı sağlayan bilgisayar programlarına verilen addır. Kendisine gönderilen sorguları cevaplayabilmek için bir arama motoru internetteki bilgileri önceden “görmek” zorundadır. Başka bir deyişle bir arama motoru ancak daha önceden “gördüğü” ve “hatırlayabildiği” sayfaları size sunabilir. Daha önce görmediği, ya da görmüş olsa biler hatırlayamadığı […]

Arama Motorları Nasıl Çalışır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Arama motorları internetin sonsuzluğu içinde kaybolmadan ulaşmak istediğimiz bilgiye hızlı ve kolay ulaşmamızı sağlayan bilgisayar programlarına verilen addır. Kendisine gönderilen sorguları cevaplayabilmek için bir arama motoru internetteki bilgileri önceden “görmek” zorundadır. Başka bir deyişle bir arama motoru ancak daha önceden “gördüğü” ve “hatırlayabildiği” sayfaları size sunabilir. Daha önce görmediği, ya da görmüş olsa biler hatırlayamadığı sayfaları ise kullanıcılara sunamaz. Peki ama nasıl oluyor da bir bilgisayar sayfaları görüyor ve hatırlıyor? İşte burada bizim kapımızdan içeri giriyorsunuz.

İnternetteki sayfalar birbirine bağlantılar (linkler) vasıtasıyla bağlıdır. Bu sayede bir sayfadan diğerine geçmek mümkündür. Dahası, normalde sayfalar kendileriyle alakalı sayfalara link verirler. Mesela kalp ameliyatlarından bahseden Türkçe bir sayfada, hatta sitede, kedi mamaları hakkındaki Fransızca bir sayfaya link görmeniz ihtimali oldukça düşüktür. İşte arama motorları bu özellikten faydalanarak bir siteden başlar ve internette dolaşmaya başlarlar. Bir sayfa gördüklerinde aynen bir kullanıcının Internet Explorer ya da Firefox gibi bir tarayıcı ile bakacağı gibi sayfaya bakar ve içeriğini anlamaya çalışırlar. Sonra içeriği hafızalarında (hard disklerinde) bir yere yazar ve sayfadaki linkleri takip ederek diğer sayfalara ulaşır orada da aynısını yaparlar. Böylece internmette gezinirken mümkün olduğu kadar çok siteyi ziyaret eder ve hatırlamaya çalışırlar.

Sayfaları hatırlamaları da temel olarak sayfadaki kelimeler sayesinde olur. “Index” adı verilen listelerde bir nevi bir kitabın başındaki içindekiler ya da sonundaki indeks gibi sayfada geçen kelimeleri tutarlar. Böylece gördükleri sayfalardan hangisinde hangi kelime geçiyor hafızlarında tutmaya çalışırlar. Daha gelişmiş arama motorları sayfada geçen kelimelerin geçme sıklığı (sayısı), kelimelerin sayfadaki yeri, birbirine göre konumu, sayfa içindeki dış bağlantılar için kullanılan kelimeler, sayfa başlığı, sayfadaki başlıklar, büyük-küçük harfle yazılan kelimeler, yazıların rengi büyüklüğü, site genelinde hakim olan konu, sayfaya link veren diğer sayfaların içeriği ve sayfanın link verdiği dış bağlantıların içeriği gibi pek çok özelliğe dikkat eder ve bunları indekeslerde saklarlar.

Sayfanın olduğu gibi saklanması yerine indekslenmesinin amacı gerektiğinde sayfadaki bilgilere kolay ulaşmayı sağlamaktır. Bir benzetme yapmak gerekirse, kitabın tamamı elimizde olmasına rağmen yine de içindekiler bölümüne ihtiyaç duyarız. Elimizdeki kitapta bir konuyu ararken önce bölüm başlıklarına, sayfa başlıkların vs bakarız. Ya da bizim için önemli bir kitapta diğer bir kitaba atıfta bulunulduğunda o kitabı da elimizin altındaysa konuyla alakalı sayar ve gözden geçirmeye çalışırız. İşte arama motorları da benzer bir düşünceyi internet sayfaları ve siteler için uygulamaktadırlar.

Kullanıcıdan bir sorgu geldiğinde arama motorları hemen indexlerine bakar ve sorguda geçen kelimelerin geçtiği sayfaları bulmaya çalışırlar. Sonra o sayfalar arasında çeşitli kriterlere göre sıralama yapar ve sonuçları kullanıcıya gösterirler.

Bir kez daha özetlemek gerekirse, arama motorları temel olarak üç kısımdan oluşur. Birinci kısım İngilizce olarak crawler (emekleyici) ya da spider (örümcek) olarak adlandırılan ve sayfaları gezip içeriğini toplayan kısımdır. İkinci modül internetten toplanan sayfaların içeriğini inceleyen ve indexlerde saklayan modüldür. Son bölüm olan sorgulama modülü ise kullnıcıdan gelen sorguları ikinci kısımda oluşturulan indexlerde bularak sıralar ve kullnıcıya gösterir.

Arama Motorları Nasıl Çalışır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/arama-motorlari-nasil-calisir.html/feed 0
Bilgisayarın İcadı, Tarihçesi ve Dünyanın İlk Bilgisayarı https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/bilgisayarin-icadi-tarihcesi-ve-dunyanin-ilk-bilgisayari.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/bilgisayarin-icadi-tarihcesi-ve-dunyanin-ilk-bilgisayari.html#respond Fri, 15 Mar 2019 06:28:30 +0000 http://www.bilgibizde.net/?p=2300

Bilgisayar tarihçesine bir göz atarsak, bilgisayar fikrinin çok eskilere dayanmadığını görürüz. Daha 1830′larda Charles Babbage (1792-1871) fark makinesini ve ardından analitik makineyi yapmasıyla hesaplama işlerinin elektro mekanik araçlara yaptırılması ve sonuçların elde edilmesi görüşü doğmuştu. Charles Babbage yaptığı bu makineler ile başarılı sonuçlar elde edememesine rağmen, bilgisayarların temelinin onun tarafından atıldığı kabul edilmektedir. 1850 yılında […]

Bilgisayarın İcadı, Tarihçesi ve Dünyanın İlk Bilgisayarı yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

Bilgisayar tarihçesine bir göz atarsak, bilgisayar fikrinin çok eskilere dayanmadığını görürüz. Daha 1830′larda Charles Babbage (1792-1871) fark makinesini ve ardından analitik makineyi yapmasıyla hesaplama işlerinin elektro mekanik araçlara yaptırılması ve sonuçların elde edilmesi görüşü doğmuştu. Charles Babbage yaptığı bu makineler ile başarılı sonuçlar elde edememesine rağmen, bilgisayarların temelinin onun tarafından atıldığı kabul edilmektedir.

1850 yılında George Boole kendi adıyla anılan ve sadece 1 ve 0 rakamlarının kullanıldığı Boole Cebiri sistemini bularak, bilgisayarların gelişimi üzerinde önemli rol oynamıştır.

1890′da Herman Hollerith tarafından, delikli kartlarla bilgilerin yüklenebildiği ve bu bilgiler üzerinde toplama işlemlerinin yapılabildiği bir elektro mekanik araç geliştirdi. Bu hesaplayıcı ABD’nin 1890 nüfus sayımında başarılı biçimde kullanıldı.

İlk analog bilgisayar 1931 yılında Vannevar Bush tarafından gerçekleştirildi. Buna karşılık, ilk sayısal bilgisayarı George Stibiz 1939′da New York’taki Bell Laboratuvarında üretti. Stibiz ikili sistemi bu makinaya uygulayarak komplex sayılarla aritmetik işlemler yapılmasını sağladı.

Bilgisayarlar konusunda en önemli ve hızlı gelişmelerin 2. Dünya Savaşından sonra başladığı görülüyor. Haward Aitken IBM ile işbirliği yapmak suretiyle 1944′de MARK I’i tamamladı. Bu bilgisayar küçük kapasiteli olmasına rağmen o günün koşullarında büyük bir başarı olarak kabul edildi. MARK I’e bilgiler delikli kartlarla veriliyor ve sonuçlar yine delikli kartlarla alınıyordu.

Bir grup bilim adamı tarafından 1945′de ENIAC isimli bir bilgisayar yapıldı. ENIAC askeri amaçlar için geliştirildi. Radyo lambaları kullanılıyordu ve MARK I’e göre oranla oldukça hızlıydı. Bu bilgisayar ile elektronik bilgisayara geçiş başlamış ve mekanik donanım yerini elektronik devrelere bırakmıştır.

Ticari amaçlarla kullanılabilen ve seri halde üretimi yapılan ilk bilgisayar UNIVAC I oldu. Bu bilgisayarın giriş-çıkış birimleri manyetik bant idi ve bir yazıcıya sahipti. Aynı yıllarda IBM 701 bilgisayarı piyasaya çıktı. Bu bilgisayarın vakum tüplü ve basit biçimde programlanabilen bir yapısı bulunuyordu. IBM firması 1958′den itibaren bilgisayarda vakum tüpleri yerine diot ve transistorları kullanmaya başladı. Buna bağlı olarak daha küçük, hafif ve daha az ısınan bilgisayarlar pazarlandı. Ayrıca bilgi depolama ortamları olarak disk ve tamburlar kullanılmaya başlandı.

1964 yılından itibaren transistorların yerini bütünleşik devrelerin alması bilgisayar alanındaki gelişmelere ivme kazandırmış; daha hızlı, güvenilir ve maliyeti daha ucuz bilgisayarlar üretilmeye başlanmıştır. 1970 yılından itibaren geniş çapta bütünleşik devrelerin kullanılmaya başlanmasının bilgisayar devrimine yeni boyutlar kattığı görülmüştür. Özellikle 1993 yılından itibaren geniş bellekli ve hızlı bilgisayarlar yanı sıra güçlü programlama dilleri ve işletim sistemlerinin ortaya çıktığı dikkatleri çekmektedir. Artık eski bilgisayarlarda kullanılan çekirdek bellek yerine daha ucuz manyetik iç bellekler kullanılmakta ve bilgisayar maliyetleri gün geçtikçe düşmektedir.

İLK BİLGİSAYARLAR

Bilgisayardan, PC, Kişisel Bilgisayar, IBM-uyumlu bilgisayar diye söz edildiğini, kimi zaman 386,486, Pentium adlarıyla adlandırıldığını duymuş olmalısınız. Biraz daha ileri giderek, ISA, EISA, PCI bilgisayarlardan da söz edildiğine rastlamışsınızdır. Biraz daha teknik konulara meraklı olanlar, AT, XT, Ps/2 gibi terimlere de aşina olmalılar.

1980′lerden bu yana kişisel bilgisayarları ya ana kartının genel mimarisi, ya da ana işlemcinin modeline göre türlere ayırmak gelenek oldu. Şimdi PC dünyasına biraz daha yakından bakabiliriz:

IBM-PC

Bilgisayar çılgınlığını başlatan bu cihaz, 1981 yılında piyasaya sürüldüğünde, hangi tür mağazalarda satılabileceği bile belli değildi. İki adet 5.25 inçlik floppy disket sürücüsü olan IBM PC’nin sabit diski yoktu. Ana işlemcisi Intel 8086 idi; beş adet kart yuvası vardı. Bir süre sonra IBM bu modele sabit disk koydu; ama RAM çipi denilen bilgisayarın hafızasını oluşturan çipi alakartla birleşik olduğu için arttırılması mümkün değildi. Elinizde böyle bir antika bilgisayar varsa, yenilemek güncelleştirmekten vazgeçin; olduğu gibi saklayın. Bir süre sonra antikacılara ya da bilgisayar-teknoloji müzelerine satabilirsiniz.

IBM XT

IBM firmasının 10 megabyte sabit disk koyduğu ilk kişisel bilgisayarı olan XT’nin CPU’su da ilk PC’ye göre daha hızlı Intel 8088′di. Kart yuvası sayısı 8′e çıkartılmıştı. 8-bit tabir edilen standartta kart kabul eden bu bilgisayarın da bugün layık olduğu tek yer müze!

IBM AT

1985′te piyasaya sürülen ve bugünkü şekliyle PC’nin gerçek büyükannesi olan AT, Intel 80286 CPU üzerine inşa edilmişti. Orijinal PC’ye göre beş kere daha hızlıydı ve 16-bit standardında kart kabul ediyordu. IBM firması, bu bilgisayarla, ISA denen ana kart mimarisini bütün endüstrinin yararlanabileceği şekilde kullanıma açtı. ISA bütün bilgisayar endüstrisi için standart mimari anlamına geliyordu; nitekim öyle de oldu. Bir anda yüzlerce şirket, AT ile uyumlu cihazlar imal etmeye başladı. Modemlerin, tarayıcı ve diğer harici cihazların bilgisayara bağlanmasında kullanılan ara-birim kartlarının bir anda mağazaları doldurması, bu standardın gerçekten bütün endüstri tarafından kabul edilmesiyle mümkün oldu. Ancak AT bilgisayarların ana kart hızı bugünkülere oranla son derece düşük olduğu için böyle bir bilgisayarın yeni kartlarla güncelleştirilmesi, yeni kartlara verilecek paranın çöpe atılması olur. IBM-AT bilgisayarın ana kart büyüklüğü, günümüzdeki modern kartlarla aynı olduğuna göre, kasasının boş kutu olarak değerlendirilip, içindeki herşeyi değiştirmek mümkündür. Ancak orijinal AT’nin güç birimine ayırdığı yer çok küçük olduğu için, yenilemek için göstereceğiniz zahmet, boş kutu masrafından sağlayacağınız tasarrufa değmeyecektir.

PCjr ve PS/2

ISA standardının kabulü ile IBM dışındaki firmaların IBM-uyumlu denilen bilgisayar imalatı da hızlandı. IBM’in ilk AT bilgisayarları oldukça pahalı idi. Diğer firmaların IBM-uyumlu bilgisayarları ise çok daha ucuzdu. IBM, 1986 ve 1987 yıllarında çıkarttığı PCjr modeli ile diğer firmalara kaptırmaya başladığı ev-bilgisayarı pazarını geri almaya çalıştı. PS/2 ise, IBM başka firmalar tarafından benzerinin yapılmasına izin vermediği bir mimari ile yapılıyordu. IBM bu mimariye MCA (Micro Channel mimarisi) adını veriyordu. ISA’dan farklı, günümüzdeki Tak-Çalıştır türü kartlar gibi, MCA bilgisayarları için yapılacak kartların ayarlarının kullanıcı tarafından değil, bilgisayar tarafından otomatik yapılacak olmasıydı. Ne var ki, bu strateji tutmadı. PCjr, çok az yetenekli oluşu; PS/2 ise herhangi bir mağazadan satın alınabilecek ISA kartları kabul etmediği ve MCA kartları diğerlerine oranla üç-dört kat daha pahalı olduğu için PS/2 bilgisayarları birkaç kişi ve firmanın antikaları arasında yer aldı. IBM, daha sonra fazla duyurmadan, PS/2 bilgisayarların ISA modellerini de çıkarttı. Eğer böyle bir bilgisayara sahipseniz, anakart yeri yeni anakartları alacağı ve güç birimine ayrılan köşe oldukça geniş olduğu için her şeyi yenilemek şartıyla, boş kutusu olarak kullanabilirsiniz. Ancak dökme-metal şasesi yüzünden yerinden kaldırması zor olan PS/2, kullanıcıya hayatı bayağı zorlaştırabilir.

386, 486 ve PENTIUM

Ve geldik günümüzün modern bilgisayarlarına. 1987′den itibaren Intel firması her iki yılda bir ana-işlem çipini daha hızlı ve daha çok işlem yapabilen modellerle geliştirmeye başladı. 486′yı 586 izledi. Bu sırada diğer firmalarda CPU üretmeye ve kendi çiplerine Intel-benzeri isimler vermeye başlamışlardı. Intel firması, rakamdan oluşan marka ve mamul adlarının telif hakkını korumanın güç, hatta imkansız olduğunu acı şekilde öğrenince, 586 çipine “beş kelimesinin Latincesinden (Penta) türetme Pentium adını verdi. (Pentium adı o kadar tuttu ki, Intel 686 ve 786 olması gereken çiplerine Pentium II ve Pentium III adını verdi.)İntel Ailesinin Gelişimi

Intel firmasının 386 çipi ile geliştirdiği bilgi işlem yöntemi, daha sonraki bütün çiplerinde aynen uygulanmıştır.Bir başka deyişle 486 ve Pentium çipleri sadece daha gelişmiş 386′dır. Bugün sadece “386-çipi” diye adlandırılan ISA mimarisinde inşa edilmiş bilgisayarlar, hafıza ve sabit disk alanına göre modern işletim sistemlerinin bir sürümü ile çalışırlar. Bu tür bilgisayarlarda CPU, RAM ve Sabit Disk imkanlarına göre Windows 3.1, Windows 3.11, Windows 95…2000,Windows NT işletim sistemini görebilirsiniz. “Açık sistem” veya GNU gurubu denilen işletim sistemleri (Linux gibi) 386-tipi bilgisayarlarda yeni Windows sürümlerine göre daha rahat çalışır.

Intel 386 veya Intel 486 (ve bunların dengi olan AMD ve Cyrix çipleri) bulunan bilgisayarlar, ISA ve bunun geliştirilmişi olan EISA mimariye sahiptir; yani çarşıdan alacağınız herhangi bir ara-birim kartını takabilirsiniz. Fakat Intel, ISA’nın ve EISA’nın en büyük zorluğu olan, takılan kartın ince ayarlarının kullanıcı tarafından yapılması zorunluluğunu ortadan kaldıran ve adına kısaca PCI dediği yeni bilgisayar mimarisi geliştirdi. PCI mimarisinin en büyük özelliği bu mimariye uygun kartlar katıldığında kartın bilgisayarla uyumlu hale getirilmesi için hiçbir ayarının yapılması zorunluluğu (ve çoğu zaman imkanı) olmamasıdır. Bu tür bir kartı ISA ve EISA bilgisayara takamazsınız, ama PCI mimarisindeki ana kartlarda genellikle birkaç ISA, hatta EISA kart yuvası bulunabilir.

Çeşitli ana kart firmaları, 386 çipinden CPU’yu takılıp çıkartılabilen tarzda yapıyorlar. Ayrıca 386-tipi ile bilgisayarın hafıza çiplerinin de değiştirilmesi ve artırılması mümkün hale geldi. Bu tür bir ana karta sahipseniz, büyük bir ihtimalle bilgisayarınızın CPU, RAM ve benzeri birçok unsurunu yenileyebilirsiniz.
Intel Firması 1968 yılında hafıza tüm devreleri yapmak üzere kuruldu. Üretecekleri bir hesap makinesi için CPU tüm devresi isteyen, hesap makinesi üreten bir firmanın talebi; ve yine üretecekleri bir terminal için yine özel bir tüm devre isteyen, diğer bir firmanın isteklerini karşılamak için, Intel firması 4004 (1971) ve 8008 (1972) CPU’larını yapmıştır.

Mikroişlemciler ve mikrobilgisayarların sınıflandırılmasında en temel bir ölçü, mikroişlemcinin tümdevre-üzerinde işlem yaptığı en uzun verinin bit sayısı, yani kelime uzunluğudur (word length). 4-bit işlemci olan 4004 ve 8-bit işlemci olan 8008′den başlayarak, mikroişlemciler ve mikrobilgisayarlar için, 4-bit, 8-bit, 16-bit, 32-bit, 64-bit gibi veri uzunluk standartları doğmuştur.

Intel, bu ilk müşterilerden başkasının, 4004 ve 8008 tüm devrelerine ilgi göstereceklerini tahmin etmediği için, üretim hattını düşük kapasitede tutmuştu. Fakat tahminlerinin aksine, bu tüm devrelere çok büyük bir ilgi oldu. Bunun sonucu ve aynı zamanda 8008′in 16K’lık hafıza limitini aşmak amacıyla, Intel firması 1974 yılında genel-amaçlı 8080 CPU’sunu üretti. Birden bu tüm devreye büyük bir talep oldu ve kısa bir süre içinde 8080, 8-bit mikroişlemci endüstri standardı oldu. Intel, iki yıl sonra 1976′da, gelişmiş bir 8080 işlemcisi olan 8085′i piyasaya sürdü.

Intel 1978 yılında ilk 16-bit mikroişlemci olan 8086′yı üretti. 8086 daha önceki 8080/8085 ürününe bazı yönlerle benzemesine karşın, iki işlemci ailesi birbiri ile uyumlu değildi. Bir yıl sonra 1979′da üretilen, 8086′nın 8-bit veri yoluna sahip sürümü olan 8088, 1981 yılında üretilen IBM PC mikrobilgisayarlarının ilk işlemcisi olmuştur. Kısa sürede endüstrinin 16-bit mikroişlemci standardı olan 8086/8088, günümüze kadar uzanan pek çok değişik ürünüyle , x86 ailesi diye adlandırılan mikroişlemci ailesinin çekirdeği (core) oldu.

Bilgisayarın İcadı, Tarihçesi ve Dünyanın İlk Bilgisayarı yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/bilgisayarin-icadi-tarihcesi-ve-dunyanin-ilk-bilgisayari.html/feed 0
GPS Nedir ve Nasıl Çalışır? https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/gps-nedir-ve-nasil-calisir.html https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/gps-nedir-ve-nasil-calisir.html#respond Tue, 05 Feb 2019 06:31:14 +0000 http://www.bilgibizde.net/?p=2304

GPS Nedir ve Nasıl Çalışır? GPS (Global Positioning System; Küresel Yer Belirleme Sistemi ya da Küresel Konumlandırma Sistemi), düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla arasındaki mesafeyi ölçerek Dünya üzerindeki kesin yeri tespit etmeyi mümkün kılar. Bu sistem, ABD Savunma Bakanlığı’na ait, yörüngede sürekli olarak dönen 24 uydudan oluşur. Bu uydular çok […]

GPS Nedir ve Nasıl Çalışır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>

GPS Nedir ve Nasıl Çalışır?

GPS (Global Positioning System; Küresel Yer Belirleme Sistemi ya da Küresel Konumlandırma Sistemi), düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla arasındaki mesafeyi ölçerek Dünya üzerindeki kesin yeri tespit etmeyi mümkün kılar.

Bu sistem, ABD Savunma Bakanlığı’na ait, yörüngede sürekli olarak dönen 24 uydudan oluşur. Bu uydular çok düşük güçlü radyo sinyalleri yayarlar. Yeryüzündeki GPS alıcısı, bu sinyalleri alır. Böylece konum belirlenmesi mümkün olur.

Bu sistemin ilk kuruluş hedefi tamamen askeri amaçlar içindi. GPS alıcıları yön bulmakta, askeri çıkartmalarda ve roket atışlarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Ancak, 1980’lerde GPS sistemi sivil kullanıma da açılmıştır.

  • 1 Uygulama alanları
  • 2 GPS Sistemi
    • 2.1 Uzay Bölümü
    • 2.2 Kontrol Bölümü
    • 2.3 Kullanıcı Bölümü
  • 3 Kaynakça

Uygulama alanları

Askeri: GPS cruise füzelerinde (kıtalar arası füzelerde) ve hassas güdümlü füzelerde kullanılmaktadır. Balistik füzelerede de fırlatma pozisyonunun daha doğru olarak hesaplanması için kullanılmaktadır. Ayrıca Amerikan Nükleer Patlama Gözlemleme Sisteminin büyük bir parçası olarak GPS uyduları nükleer patlama dedektörleri içerir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’de izlediği savunma politikasına paralel olarak bir çok alanda gps uygulamalarından yararlanmaktadır.Örnek olarak komando birlikleri intikal, travers, arazide yön bulma gibi bir çok alanda gpsten faydalanmaktadır.

Sivil GPS alıcılarına füze yapma amaçlı kullanılmamaları için 18 km yükseklik ve 450km/s hız gibi limitler getirilmiştir.

Araştırma: En pahalı GPS alıcıları haritacılar tarafından sınırların, yapıların, harita işaretlerinin konum tespiti ve yol yapım çalışmaları için kullanılmaktadır.

Görsel engelliler için: 1980’lerin sonlarına doğru uygulamaya giren GPS ile birlikte “MoBIC, Drishti, Brunel Navigation System for the Blind, NOPPA, BrailleNote GPS and Trekker” isimli projeler yürütülmeye başlamıştır.

Havacılık: GPS uçaklarda da diğer yön bulma aygıtlarına ek olarak kullanılmaktadır. Bazı firmalar yolcuların el tipi GPS alıcılarını kullanmalarına izin vermemektedir.

Referans saat: Birçok senkronizasyon sistemi referans saat kaynağı olarak GPS’i kullanmaktadır. GPS sistemi UTC ve GMT’den farklı olarak kendi uyduları üzerindeki atomik saatleri kullanmaktadır. Bunlar 6 Haziran 1980’de sıfırlanmışlar, ve artık saniyeleri düzeltmesi yapılmadığı için UTC’den 14 saniye ileridedirler. Bu nedenle periyodik olarak GPS alıcılarına UTC saat bilgisi gönderilir.

GPS Sistemi
GPS sinyallerinin üretilmesi

NAVSTAR sistemi, uzay bölümü (uydular), kontrol bölümü (yer istasyonları) ve kullanıcı bölümünden (GPS alıcısı) oluşur.

Uzay Bölümü

Uzay bölümü, en az 24 uydudan (21 aktif uydu ve 3 yedek) oluşur ve sistemin merkezidir. Uydular, “Yüksek Yörünge” adı verilen ve dünya yüzeyinin 20.200 km üzerindeki yörüngede bulunurlar. Bu kadar fazla yükseklikte bulunan uydular oldukça geniş bir görüş alanına sahiptirler ve dünya üzerindeki bir GPS alıcısının her zaman en az 4 adet uyduyu görebileceği şekilde yerleştirilmişlerdir.

Uydular saatte 7.000 mil hızla hareket ederler ve 12 saatte, dünya çevresinde bir tur atarlar. Güneş enerjisi ile çalışırlar ve en az 10 yıl kullanılmak üzere tasarlanmışlardır. Ayrıca güneş enerjisi kesintilerine karşı (güneş tutulması vs.) yedek bataryaları ve yörünge düzeltmeleri için de küçük ateşleyici roketleri vardır.

GPS projesi ilk uydunun 1978’de ateşlenmesiyle başlamıştır. 24 uyduluk ağ 1994’de tamamlanmıştır. Projenin devamlılığı ve geliştirilmesi ile ilgili bütçe ABD Savunma Bölümüne aittir.

Uyduların her biri, iki değişik frekansta ve düşük güçlü radyo sinyalleri yayınlamaktadır. (L1, L2) Sivil GPS alıcıları L1 frekansını (UHF bandında 1575,42 Mhz), ABD Savunma bölümü alıcıları L2 (1227,60 Mhz) frekansını dinlemektedirler. Bu sinyal “Görüş Hattında” Line of Sight ilerler. Yani bulutlardan, camdan ve plastikten geçebilir ancak duvar ve dağ gibi katı cisimlerden geçemez.

GPS sinyalleri binalardan yansıdığı için şehir içlerinde araziye oranla hassasiyeti azalır. Yeraltına kazılan tünellerde ise sinyal elde edilemez. Hatalı sinyallerin elde edilebileceği ya da hiç sinyal elde edilemeyen bölgelerde kullanılmak üzere geliştirilen Diferansiyel GPS’ler tarafından bu hatalar en aza indirilerek daha hassas bir yer ölçümü yapılabilir.

Daha rahat anlaşılması için, bildiğimiz radyo istasyonu sinyalleri ile L1 frekansını kıyaslamak istersek; FM radyo istasyonları 88 ile 108 Mhz arasında yayın yaparlar, L1 ise 1575,42 Mhz’i kullanır. Ayrıca GPS’in uydu sinyalleri çok düşük güçtedirler. FM radyo sinyalleri 100.000 watt gücünde iken L1 sinyali 20-50 watt arasındadır. Bu yüzden GPS uydularından temiz sinyal alabilmek için açık bir görüş alanı gereklidir.

GPS uyduları tarafından gönderilen elektromanyetik dalgalar atmosferden geçerken bükülmeye uğrarlar. L1 ve L2 bantları farklı dalga boylarına sahip olduğundan farklı oranda bükülmeye uğradığından aradaki farklılık hesaplanarak atmosferik bozulma engellenerek çok daha hassas bir yer bilgisi hesaplanabilir. Sadece L1 bandı kullanılarak (diferansiyel GPS ile dahi) 98 m. hassasiyet elde edilebilirken, L1 ve L2 bantlarının ortak kullanımı ile 1 m.’nin altında hassasiyete ulaşmak mümkün olmaktadır.

Her uydu yerdeki alıcının sinyalleri tanımlamasını sağlayan iki adet özel pseudo-random (şifrelenmiş rastgele kod) kodu yayınlar. Bunlar Korumalı (Protected P code) kod ve Coarse/Acquisition (C/A code) kodudur. P kodu karıştırılarak sivil izinsiz kullanımı engellenir, bu olaya Anti-Spoofing adı verilir. P koduna verilen başka bir isimde “P (Y)” ya da sadece “Y” kodudur.

Bu sinyallerin ana amacı yerdeki alıcının, sinyalin geliş süresini ölçerek, uyduya olan mesafesini hesaplamayı mümkün kılmasıdır. Uyduya olan mesafe, sinyalin geliş süresi ile hızının çarpımına eşittir. Sinyallerin kabul edilen hızı ışık hızı dır. Gelen bu sinyal, uydunun yörünge bilgileri ve saat bilgisi, genel sistem durum bilgisi ve ionosferik gecikme bilgisini içerir. Uydu sinyalleri çok güvenilir atom saatleri kullanılarak zamanlanır.

Kontrol Bölümü

Adından anlaşılacağı gibi, Kontrol Bölümü, GPS uydularını sürekli izleyerek, doğru yörünge ve zaman bilgilerini sağlar. Dünya üzerinde 5 adet kontrol istasyonu bulunmaktadır.(Hawai,Kwajalein,Colorado Spring(Ana merkez),Ascension adaları ve Diego Garcia) Bunlardan dördü insansız, biri insanlı ana kontrol merkezidir. İnsansız kontrol merkezleri, topladıkları bilgileri ana merkeze yollarlar. Ana merkezde bu bilgiler değerlendirilerek gerekli düzeltmeler uydulara bildirilir.

Kullanıcı Bölümü

Kullanıcı bölümü yerdeki alıcılardır. Çeşitli amaçlarla GPS kullanarak yerini belirlemek isteyen herhangi bir kişi, sistemin kullanıcı bölümüne dahil olur. Genellikle intikal yapan komando birlikleri tarafindan kullanilir.

Kaynakça:
* http://tr.wikipedia.org/wiki/GPS
* (İngilizce) GPS dispatch systems
* MAPIST – Magellan GPS/Türkiye

GPS Nedir ve Nasıl Çalışır? yazısı ilk önce BilgiBizde.Net üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.bilgibizde.net/ne-nedir/gps-nedir-ve-nasil-calisir.html/feed 0